6 Ağustos 2012 Pazartesi

İnsan Ne İle Yaşar

Tekrardan herkese merhaba

Bildiğiniz gibi 2 hafta önce yoğun istek üzerine bir seyahat blogu oluşturmuştum.( Gerçi daha yazılacak bir sürü ülke var henüz bitmiş değil).Ancak insanlar resim, kitap, film, tarih ve sanat hakkındaki fikirlerimi de merak ettiklerini bu konudaki düşüncelerimi de okumak istediklerini söyleyince  ikinci bir blog açmak zorunlu oldu. İşin komik yanı benim gibi yazmaktan hoşlanmayan bir insanın yaklaşık 2 hafta içinde 2. blogu oluşturmuş ve yazmaya başlamış olması. Böyle durumlarda en zor olanı ise blogun ismini oluşturmak oluyor. Ama bu sefer geçen sefere göre hiç zorlanmadım diyebilirim, eşim ismi ne olsun diye sorduğu an neredeyse hiç düşünmeden "İnsan Ne İle Yaşar" olsun dedim. "İnsan Ne İle Yaşar" sorusu özünde derin bir felsefeyi barındırıp blogumun içeriği ile doğru orantılı olmakla birlikte ayrıca sevgili Tolstoy'a ait bir hikayedir. Ve belki de benim bu yeryüzünde sevdiğim tek hikayedir. Romanları sevmeme rağmen hikayeleri hiç bir vakit sevememiş olan ben Tolstoy'un "İnsan Ne İle Yaşar"ına her daim hayran kalmışımdır. 

Yaratıcılığına ve gözlem yeteneğine hayran olduğum Tolstoy bu hikayede can almakla görevli bir azrailin başına gelen ilginç olayları anlatmaktadır. Azrail canını almaya gittiği kadının yeni doğmuş bebeklerine acıyıp da kadının canını alamayınca Tanrı onu cezalandırarak insan kılığında dünyaya yollar, ve yollarken de ona yeni bir görev biçer: "Git, annenin ruhunu teslim etmesini sağla ve üç gerçeği öğren: 1-İnsanın içinde ne vardır,  2-İnsana verilen ve verilmeyen nedir, ve 3- İnsan ne ile yaşar, bunları öğren ve sonra göklere geri dön. Çırılçıplak halde Rusya'nın soğuk ve fakir topraklarına düşen melek, başından geçen olaylar neticesinde bu 3 soruya cevap bulacak sonra da tekrar göklerin yolunu tutacaktır. Bu 3 sorunun cevabına gelince onu size ben söylemeyeceğim, kitabı alın ve 3 gerçeği Tolstoy'un size sunduğu yaşanmışlığı okuyarak öğrenin. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder