Dün gece uzun zamandır beklediğimiz yağmurun habercisi olan bir gök gürültüsü ile uyanınca çocukça bir sevinçle penceremi açtım. Yağmur mis gibi toprak kokusunu etrafa yayınca odamın içi, çocukluğum kokmaya başladı. Tam gözlerimi kapatmış yağmurun sesi, toprağın kokusu ile uyumaya çalışıyordum ki birden ağzımdan aşağıdaki sözler dökülmeye başladı. Önce pek önemsemedim ama baktım ısrarla geliyor, gidip hemen yazayım dedim, ancak elektriklerin kesik olduğunu görünce bir müddet fener aradım. Sonra fener ışığında o satırlardan geri kalanını yani alttakileri kurtarabildim. Ben okuyunca pek bir beğendim belki siz de beğenirsiniz. İşin tek ilginç yanı dışarıda yağan deli gibi yağmur ve fırtınalı havanın böylesine güneşli ve neşeli günleri yazdırmış olmasıydı.
Günlerden Oyun, Mevsimlerden ise Banane!
Naylon terliğim ayağımda, fısıltılı tepelerin üstünde
Tepeler bana ninni söylerken, çocukça bir şarkı dilimde
Elimde ekmek domates
Cebimde bir avuç mutluluk
Dünya umurumda değil, ne gam, ne tasa ne de keder
Çünkü günlerden oyun, mevsimlerden ise banane!
Ama biliyorum bir yaz günü
Çünkü güneş göz kırparken, alnımda, tatlı, sıcak bir esinti
Elimde ekmek domates
Ben fısıltılı tepelerin üstünde
Tepeler bana ninni söylerken, annemin bohçası elimde
Bohçanın yükü ağır
İçi gam dolu, kaygı dolu bir de acı
Oysaki ben sadece çocuğum
Anlamam ne kaygıdan ne de gamdan
Açıyorum bohçanın ipini, salıyorum içindekileri gökyüzüne
Şimdi o da benim gibi hafif, o da benim gibi mutlu
Dünya umurumda değil, ne tasa ne gam ne de keder
Çünkü günlerden oyun, mevsimlerden ise banane!
Nesrin A. Kanberoğlu
(28.08.2012 saat 02.10)