4 Ekim 2016 Salı

Burada Neler Oluyor !

Diyorlar ki çok geziyormuşum !!! Akşam haberleri izleyince az bile yapıyormuşum gibi geldi. Trafik kazasında polis öldürüp tahliye olan mı istersiniz, takıntı haline getirdiği radyocuyu sokak ortasında sırtından 30 kere bıçaklayıp bırakılan mı  - üstelik kadın daha önce aynı radyoda çalışanlardan birini bıçaklıyor, bir diğerine kezzap atıyor, bu arada malum trafik kazası malum şahısın ilk kazası da değil, kendisi defalarca kaza yapmış bir hız tutkunu bilesiniz, bir yandan evine tüp alacak parası dahi olmadığı için intihara kalkışanı mı istersiniz, yok yok! Siyasi olaylara, akademideki ayak kaydırmalara, yoğun kadrolaşmalara, kıskançlıklara vb şeylere değinmiyorum bile. Ülkenin resmen çivisi çıkmış! Gerçekten oturup da kafayı bunlara mı takayım, pazar sabahı evde sakin sakin kahvaltı ederken kendimi bir anda televizyondaki habere bağırırken buldum, sesimin tonunu o ayarda gördüğünden eşim resmen şok geçirdi. İşte bu yüzden haber vb şeyler izlemek yerine gezi ya da yemek programı izliyorum. İkisi de hoş bir mutluluk ve huzur veriyor. Aksi halde sinir hastası olmamak mümkün değil. 

Bir de diyorlar ki tüm bunlar eğitimle çözülürmüş, biz yıllardır eğitimi oturtamamışız, az okuyan bir milletmişiz. Eğitimi oturtamadığımız doğrudur da bunların çözümünün eğitim olduğu küllüyen yanlıştır. Bu ülkenin tek büyük sorunu vardır, o da hukuksuzluktur. Eğer insan haklarını temel alıp, eşit hukuk ilkesine sarılıp, düzgün yasalarınız olursa ülkedeki sorunlar yanlışlar düzelir. Uzun yıllar hukuk bürosunda çalışmış olmanın verdiği yaşanmışlıklarla hep şunu söyledim : kimin parası varsa haklı olan odur. Buyurun Sinan Çetin'in oğlu örneği, hiç şaşırmadım. Çünkü nice örneklerini gördük. Paranın açamayacağı kapı yok. Benim bu ülkede hukuk adına gördüğüm tek şey Hukukun Hukuksuzluğudur. Ve siz hukuku düzeltmediğiniz sürece isterseniz bu ülkedeki tüm nüfusu en üst düzeyde okutun ve herkes Prof. olsun hiç bir şey değişmez. Eğitim hiç bir şeyi çözmez. Sanıyorlar ki Avrupa ve Amerika'da herkes ünv mezunu, öyle bir şey yok, bence ünv eğitiminin en popüler ve yaygın olduğu ülkeler başında geliyoruz. Orada sistem ya da medeniyet yüksekliği  eğitimden değil, hukukun işlemesinden kaynaklanıyor. Eğer bir şeyler gerçekten çok okumaktan geçseydi, savcı, hakim, doktor olup eşlerini döven erkekler örneği ile karşılaşmazdık. Ya da okuyup bir yerlerin başına geçen insanların çalıp çırptığını görmezdik. Daha da vurgulu bir örnek vereyim akademisyen olup da -yani eğitimi en üst düzeyde olan çok okuyan insanların - odalarında öğrencilerini sıkıştırıp ZORLA öpmeye kalkıştığını, sonra da işi pişkinliğe vurdukları yetmezmiş gibi bir de utanmadan millete ahlak dersi vermeye kalktığını bilmezdik. Bel altı mı vurdum, hiç sanmıyorum, insanların özel hayatını asla deşmem, aksine çok saygılıyımdır, çünkü özeldir ama "duygular karşılıklı olduğu sürece" fakat verdiğim örnekte gönül rızası yoktur, kızın evli ya da bekar olması karşı taraf için mühim değildir. Üstelik sevgili hocamızın rededilmesinin sonraki aşaması "bu kız çok vefasız gelip gittiği yok, zaten asabi de, yollayalım gitsin! " yani bir de silip süpürme hareketi ve hatta çok eminim ki kızın sonraki hayatında da tüm işleri ters gitsin diye ellerinden geleni ardına koymayacaklardır. 

Yani özetle yanlışlıkları asla eğitimle çözemezsiniz, bu ülkede tecavüzcüsü, katili, hırsızı, manyağı, layığıyla cezaya çarptırılmadığı sürece, en okumuşu dahi hiç umursamaz biçimde kendinde her şeyi yapma hakkı bulduğu sürece ne söyleseniz boş. 

Sonra ben ne kadar da umursamaz mışım, ne yapayım ? Durmadan gündemi takip edip, boş mavallarla memleketi mi kurtarayım ben onun yerine işimi fazlasıyla ciddiye alıp, gün içinde deli gibi tezime çalışmayı tercih ediyorum, üstelik devleti ya da onu bunu dolandırmıyorum, köşe başında birilerini sıkıştırıp zorla öpmeye de kalkmıyorum. Kalan vaktimi kaliteli geçirmek yerine bunlara mı kafa yorayım, en güzel yıllarımın iş yerinde bunlarla heba olduğu yetmemiş gibi uzak durmak için çok çabalama karşın okulda bir dünya delisiyle de uğraşıyorum zaten.   

Not: - Seyahat bloğumdaki son yazıda -Nice yazısında - geç haber verdin denildiği için hemen haber ediyorum Pegasus yine kampanya atmış durumda, satın almak için 6 Ekim son tarih, üstelik akademik personel olan bir arkadaşım gezmek adına yurt dışına izin verip verilmediğini sormak için üniversitenin sorumlu kişisini aradığında olumlu cevap aldık, sadece süreç 1 ay sürebilir dediler özellikle yeşil pasaportlular için süreç bu şekilde, haberiniz olsun. Söylüyorum ki buralardayım deyip memlekete ya da düğüne deyip Amsterdam'a kaçmanıza gerek yok, bilesiniz!        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder