Az önce, daha evvel yazdığım bir kitapla ilgili bir şeye bakmak için bloğumu açınca, istatistik kısmında yazan rakamları gördüm, rakamlar beni hem şaşırttı hem sevindirdi, bu yüzden bir teşekkür yazısı yazmak elzem oldu. Blogları ne zaman açmışım diye de baktım, Temmuz 2012, yani dolu dolu 2 yıl olmuş. Arkadaşlarımın arzusu üzerine açtığımda, (bir kaç yazı hariç) hiçbir yerde reklamı olmaksızın (google plus ve nadiren facebook dışında) 2 yıl sonra 20.000 rakamını aşacağımı söyleseler, "yok artık kim okuyacak onları" derdim. Ancak yazmaya başladığım andan itibaren arkadaşlarımın yolladığı mesajlardan minik de olsa bir okuyucu kitlesi yakaladığımı anladım. Zamanla bu kitle büyümeye başladı, çoğu zaman beni mutlu eden yorumlar olduğu gibi, 3-4 kişi köşeye çekip sen o konuda nasıl böyle dersin diye ciddi ciddi fırça atan insanlar da oldu. Olumlu ya da olumsuz ama neticede okunduğunu gösteren bu yorumlar zamanla daha ciddi boyutlara ulaşmaya başladı. Nedenini anlayamadığım bir biçimde özellikle politik çevrelerde olan arkadaşlarımın da ilgisini çekti. Doğal olarak getirileri de oldu. Bazen yazdıklarım hakkında şehir efsaneleri dolaştı "senin bir önce kaleme aldığın yazı var ya "valla billa ben geçenlerde bir gazetenin köşesinde okudum gördüm, Taha Akyol mu desem Bekir Coşkun mu" :)) ben tabi önce koca bir "yok artık" deyip ardından merak edip baktım nedir ne değildir diye, arkadaşım pek haksız değilmiş tesadüfen aynı konu hakkında yazmışız, yazdıklarımın %95'i gazete köşesinde de mevcuttu, konu sınırlı ve aynı sorgulama ile ele alınmış, tahminimce benzerlik oradan geliyordu. Yazıyı ilk yazan kişi ben olmasam, 6 ay sonra biri dönüp bana gazeteden yazıyı çalmışsın dese (öyle bir huyum olmamasına rağmen) inanabilme ihtimalim var ancak tutup da Bekir Coşkun ya da Taha Akyol'un herhangi bir yerden yazı çalacağına ölsem inanmam. Aynı konunun aynı sorgulama ve aynı kaynaklara bakılıp yazılmasından birbirinin kopyasıymış gibi durması görülmemiş bir şey değil.
Bu arada en çok okunan ve okunmaya devam eden yazım hangisi diye merak edip baktım ilk sırada değişmez biçimde Sağlıklı Yaşamla ilgili yazım, 2.sırada Ayhan Sicimoğlu, 3.sırada Frida Kahlo geliyor. Bu gayet anlaşılır, sağlıklı yaşama olan ilgi giderek artıyor, google dan aratınca da bir şekilde blog da çıkıyor demek ki. Ayhan Sicimoğlu da şaşırtıcı bir sonuç değil, kendisi yazıyı hem twitterden paylaştığı hem de yayınladığım tarihte kendi resmi sitesine eklediği için http://www.sicimoglu.com/ayn-roportaj.html oradan gelen bir yoğunluk oluyor. Ve tabi özellikle seyahat bloğumdan yazı beğenip yayınlayan tatil.com'u da unutmamak gerekir.
Bu arada son zamanlarda ne yazdığımı merak ederek hızla bir göz gezdirdim. Son bir yıl neredeyse ağır depresif geçmiş. Nasıl bir bunalım halidir o ??? Bazen öyle oluyor sanırım cidden geldi mi üst üste geliyor. İyi şeyler için de geçerli bu olumsuz olanlar için de. Benim yaklaşık son 1 yılım da ciddi anlamda sıkıntılı olaylarla geçti, ruh hali ister istemez yazıya da yansımış. Neyse ki o günler artık geride kaldı, 2 yazı önce söylediğim gibi tüm eski defterleri kapattım, kocaman yeni bir defter açtım kendime. Ama o defterde beni üzecek kimselere yer yok artık. Bir de uzun süredir hak ettiklerimi elde etmenin mutluluğu da var üstümde. Ve geldi mi iyi şeyler de peş peşe geliyor Çok Şükür !
Blog sayesinde tanıştığım insanlar da oldu. Ve onlarla kurduğumuz sağlam dostluklar da...Ama biliyorum ki bazı yersiz korkulara da sebep oldum bu yüzden Türkiye'den sonra en çok izleyici oranı ABD'den geliyor. Birinden özellikle bahsetmeden geçemeyeceğim, "teşekkür ederim" dışında tek kelime Türkçe bilmeden inatla her yazımı (önceleri)google translateden çevirip (sonraları) sırf daha düzgün anlamak adına ücret ödeyip profesyonel çeviri sitesine üye olan, bıkmadan usanmadan her yazımı okuyan ve sonrasında okuduğunu göstermek için her seferinde bana yazı hakkında fikirlerini yazıp yollayan o güzel insana koca bir teşekkür, sonra kim olduğunu bilmediğim, üstelik yabancı ülkelerden oldukları için(Amerika'dan sonra Rusya, Fransa, Almanya, İngiltere...diye gidiyor) niye ya da nasıl bulup da sürekli biçimde takip ettiklerini anlamadığım insanlara da, kimse okumazsa biz okuruz sen yeter ki yaz diyen sevgili arkadaşlarıma da kocaman teşekkürler. Zaman zaman(hatta çoğu zaman) ben istemedim siz zorla yazdırdınız, ama ne de iyi yapmışsınız. Şimdi kayıt altındaki o bunalım halleri her daim görme şansım var. Ve onlardan çıkaracağım bir sürü ders. Gün gelirde unutmaya kalkacak olursam tek tek açıp onları okuyacağım !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder